Programlarımız

Ekiplerin de insanlar gibi bir "bilinç dışı" vardır. Bilinç dışında yer alıp, bilinç seviyesine ulaşamayan konular; alaycı şaka, dedikodu, bahane üretme, iş yavaşlatma gibi semptomlar olarak kendini gösterir. Bu durum, ya ortak karar alamamaya, veya alınan kararların hayata geçmemesine yol açar. 

Arnold Mindell'in süreç odaklı psikolojisini temel alan ve Güney Afrika'da demokrasiye geçiş dönemi sırasında geliştirilmiş Lewis Deep Democracy, grubun bilinç dışını bilinç seviyesine getirerek, ortak karar almayı sağlayan / hızlandıran bir yöntem sunuyor. Bunu deneyimleyenler ne kadar mucizevi olduğuna tanıklık ediyorlar, ancak yöntemi kullanmak istediklerinde karşılarına profesyonellere yönelik uzun ve ileri seviye programlar çıkıyor. 

Lewis Deep Democracy Shift EQ tam da bunun için oluşturuldu: Daha fazla kişinin, daha kısa bir sürede bu araçları kullanabilir hale gelmesi ve "derin demokrasi" yönteminin "demokratikleşmesi".

Duygusal Dayanıklılık’taki en önemli konu stres yönetiminden ziyade, stresin kaynağının çoğunlukla insan zihni olduğunun farkına varılmasıdır.

Bu anlamda 1) belirsizlikle daha kolay var olabilmek, 2) olayları anlamlandırma şeklimizin yorumlar ve yargılarla dolu olduğunu keşfetmek 3) bu yargılar sonucunda ortaya çıkan duyguların içinden kendimizi çıkarıp gözlemci pozisyonuna gelebilmek gibi yetkinlikler odak noktasında olacaktır. Çalışmada andaki farkındalık yaklaşımı ve bilişsel terapinin bazı araçları kullanılacaktır.

Program, geri beslemeyi daha akıcı, yapıcı ve karşılıklı öğrenmeyi destekleyen bir deneyime dönüştürme amacıyla tasarlanmıştır. Katılımcılar, geri bildirim ile besleme arasındaki farkı keşfeder, üç adımlı diyalog yöntemini uygular ve Radical Candor modeliyle doğru tavrı geliştirir.

Program sonunda hem geri/ileri besleme verebilme hem de gelen geri beslemeyi yapıcı şekilde alabilme becerilerini geliştirerek iş ve özel yaşamlarında daha sağlıklı ve güvene dayalı ilişkiler kurabilirler.

Programda, katılımcıların varoluşçu psikolojinin tanımladığı varoluşun dört boyutundaki (dört yaşam alanı) esenlik pratiklerini deneyimlemeleri sağlanır. Kendilerini en yakın hissettikleri pratikleri günlük hayatlarına taşımaları için neler yapabileceklerini keşfetmeleri için onlara eşlik edilir.

Bu eğitim, eğitim vermeye hazırlanan kurum içi eğitmenler ve eğitmenlik yolculuğunun başındaki kişiler içindir.

KOLB deneyimsel öğrenme döngüsü üzerine kurulu olan bu eğitim, kendisi de deneyimsel öğrenme döngüsü içinde ilerleyen, yüksek interaktiviteye sahip bir eğitimdir.

Eğitim vermenin 3 temel prensibi, yetişkin öğrenmesi, eğitim tasarımı, eğitmenin nitelikleri ve eğitim araçlar, değerlendirme konuları işlenir.

Eğitimin bitiminde katılımcılar kendi ilgilendikleri temada birer eğitim hazırlamış olacaklar ve buna yönelik geri bildirim alacaklardır.

Bu eğitim, eğitmenliğini derinleştirmek, öğrenme alanını ustaca yönetmek ve kolaylaştırıcılığa geçmek isteyen kişiler içindir.

Alandaki sözsüz sinyalleri okumak, atmosferi yönetmek, zor katılımcılar, müdahale teknikleri, eğitmenin tetiklendiği anlar, çevrimiçinde zor durumları yönetmek gibi konuların işlendiği bu eğitim, tüm eğitmenleri ileri seviyeye taşıyarak grubun birbirinden öğrenme potansiyelini ortaya çıkarmaya yöneliktir.

Girişimci, yatırımcı (veya proje ve bütçe onayı veren yönetici) ve iç / dış müşteri rollerinden oluşan, şirket içi / dışı girişimcilik ekosisteminin simüle edildiği interaktif bir oyundur. Oyunun amacı, oyunculara farklı rolleri deneyimleterek; ekosistemdeki rollere ilişkin zihinsel ve duygusal empati geliştirmelerini sağlamaktır. Aynı zamanda bu rollerle nasıl iletişim kuracaklarına ilişkin kendi içlerindeki cevapları koç-fasilitatörlerin desteğiyle bulmaları amaçlanır.

Herkes zaman zaman ilişkilerde ve günlük yaşamda sınırlarını tanımlamakta zorlanıyor, kendini geri plana atıp sınırlarını koruyamayabiliyor, ya da başkalarının alanına fazlaca girebiliyor.

Bu programda katılımcılar, “hayır” diyebilmenin özgürleştirici gücünü keşfeder, kendini önceliklendirmenin bencillik değil sağlıklı bir yaşam hakkı olduğunu deneyimler. Gestalt’ın farkındalık ve “şimdi ve burada” temelli yaklaşımıyla; kişisel alanı korumayı, başkalarının sınırlarına saygı duyarak kendi sınırlarını netleştirmeyi ve ilişkilerde daha dengeli, otantik bir varoluş geliştirmeyi öğrenirler.

Bu inziva programı, üst düzey yöneticilerin Türkiye’de sıkça karşılaştığı gerilim ve zorluklara odaklanır. Katılımcılar; muhafaza etme–dönüşme ikilemi, sahadan kopma ve körlük, yalnızlaşma, stratejik yalpalama ve farklı paydaşlara aynı anda hitap etme gibi durumlarla yüzleşir. Program, liderlerin hem bireysel hem kurumsal düzeyde neleri koruyacaklarını, neleri dönüştüreceklerini keşfetmelerini sağlayarak stratejik düşünme, yenilikçilik ve insan yönetiminde yeni bir derinlik kazandırmayı amaçlar.

Yönetme Sanatı; yöneticiliğin temel konularını ele alan uygulamalı ve interaktif bir gelişim yolculuğudur. Program, katılımcıların önce kendilerini, ardından işlerini ve ekiplerini etkin şekilde yönetmelerini; aynı zamanda da müşteri ve üst yönetimle ilişkilerini daha bilinçli kurmalarını hedefler. Eski alışkanlıklardan yeni alışkanlıklara geçiş için içsel ve dışsal engelleri çalışır. Teorik bilgilerin ötesinde, oyunlar, pratikler ve deneyimlerle desteklenen program; katılımcılara özgün tarzlarını keşfetmeleri ve yöneticilikte güvenle ilerlemeleri için ilham verir.

Program, yöneticilerin kurum içi dinamikleri ve güç dengelerini daha iyi anlamalarını, kendi liderlik tarzlarını tekrar keşfetmelerini ve stratejik karar alma becerilerini geliştirmelerini hedefler. Bir yandan koçluk, mentörlük ve geliştirici diyalog yöntemleriyle ekiplerin potansiyelini açığa çıkarmaya odaklanırken diğer yandan değişim süreçlerindeki dirençlerden öğrenmeyi, onları dönüştürmeyi ve silo duvarlarını aşarak iş birliği kültürünü güçlendirmeyi öğretir. 

Katılımcılar, stratejik düşünme ve yenilikçilik becerilerini geliştirerek hem ekiplerini hem de kurumlarını daha çevik ve sürdürülebilir bir geleceğe taşımayı öğrenirler.

İnziva, katılımcılara günlük hayatın hızından uzaklaşıp sessizlikte kendileriyle kalma fırsatı sunar. Böylece iş ve özel yaşamda biriken gereksiz alışkanlıklar, sorumluluklar ve kalıpların farkına varmaları kolaylaşır. Bu farkındalıkla sadeleşme için niyet ve aksiyonlar çıkararak sadeleşme planlarını oluşturmaları için onlara eşlik edilir.

Program, iş ortamında daha etkili iletişim kurabilmeyi amaçlar. Gözlem ve yorumu ayırt etmekten güçlü soru sormaya, derin dinleme ve empati geliştirmekten iletişim engellerini aşmaya kadar kapsamlı bir çerçevede çalışılır. Katılımcılar, kendilerini daha iyi tanıyarak duygu ve ihtiyaçlarını net ifade etmeyi öğrenir; bu da ekip içi uyum, işbirliği ve verimliliğin artmasına yardımcı olur.

Transaksiyonel Analiz yaklaşımı ile "Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk" yönlerini keşfet, barıştır, dönüştür.

Program; bireylerin içsel seslerini ve otomatik davranışlarını tanımasına, bunların günlük yaşamda ve ilişkilerde nasıl devreye girdiğini fark etmesine yardımcı olur. Katılımcılar, Ebeveyn (koşullanmış ve geliştirici), Yetişkin, Çocuk (oyuncu ve tetiklenen) yönlerini ayırt etmeyi öğrenir. Bu farkındalık, kişilerin hem bireysel hem de profesyonel yaşamda, geçmiş koşullanmalardan özgürleşmiş bilinçli bir duruş geliştirmeyi destekler.

The 100X Innovator, katılımcılara inovasyona dair ufuk açıcı bir yolculuk sunar. Program, yalnızca yenilikçi teknikleri öğretmekle kalmaz; aynı zamanda inovasyonun önündeki içsel ve duygusal engelleri keşfetmeye ve aşmaya da odaklanır. Katılımcılar, yaratıcı problem çözme süreçlerini deneyimleyerek farklı bakış açıları geliştirir, yenilikçi düşünceyi pratikte uygulama fırsatı bulur. Aynı zamanda öğrendiklerinin mevcut rolleriyle ve işleriyle olan bağlantısını kurar. Temel amaç, katılımcılara inovasyonun hem zihinsel hem de duygusal boyutlarında derin bir farkındalık kazandırmak ve bu farkındalık üzerinden kendi güçlü yaklaşımlarını keşfetmelerini sağlamaktır.